Yunan astsubayların Türkiye’ye yönelik hakaretleri, iki komşu ülke arasında yeni bir krize yol açtı. Hem diplomatik ilişkilerde gerginlik yaratması hem de toplumda infiale neden olması, konunun boyutunu bir hayli büyüttü. Türkiye’nin hem siyasi hem de halk düzeyinde tepkileri, Yunan basınında geniş yer bulurken, vatandaşlar sosyal medya üzerinden tepkilerini dile getiriyor. Yunan astsubayların açıklamalarının ardından, Türk yetkililer makam düzeyinde gerekli karşılıkların verileceğini açıkladı.
Her şey, Yunan astsubayların bir askeri etkinlik sırasında yaptığı akıl almaz açıklamalarla başladı. Bu açıklamalarda Türk halkı ve siyasi otoritesine yönelik sert ifadeler kullanılması, Yunan medyasında büyük yankı uyandırdı. Özellikle sosyal medyada paylaşılan videolar, binlerce yorum ve paylaşım ile gündem oldu. Türkiye’den gelen tepkiler gecikmedi; birçok Türk siyasetçi ve vatandaş, bu durumu kabul edilemez buldu.
Yunan hükümeti ise, astsubayların söz konusu ifadelerini gerekçe göstererek, ‘bireysel bir durum’ olduğu savunmasına sığın ırken, diplomatlar arası iletişimde sorunlara yol açmamak adına sağduyulu olmaya çalıştıklarını açıkladı. Ancak, bu açıklamalar, birçok kişi tarafından inandırıcı bulunmadı. Türkiye, konu ile ilgili uluslararası platformlarda da durumu gündeme getirerek, Yunanistan’ın resmi tutumunu eleştirdi.
Yunan astsubayların Türkiye’ye hakaretlerinin ardından, Türkiye’deki vatandaşlar sosyal medyada büyük bir kampanya başlattı. #YunanAskerleri etiketi ile bir araya gelen Türk vatandaşları, durumu kınayan paylaşımlar yaparak, Yunan astsubayların sözlerini protesto etti. Bu durumu fırsata çeviren birçok sosyal medya fenomeni, Yunanistan’a seyahat önerilerine de farklı bir perspektiften yaklaşarak, bu tür söylemlerin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Ayrıca, Yunanistan’daki Türk toplumu da bu durum karşısında sessiz kalmadı. Toplum temsilcileri, Yunan hükümetinden bu tür söylemlere karşı daha sert bir tutum sergilemesini talep etti. Yunan medyasında da Türk toplumunun tepkisinin büyüğü bir etki yarattığı, hatta bazı Yunan gazetecilerin bu durumu kınadığı gözlemlendi. Her iki tarafın da halkları arasında yaşanan bu gerginlik, iddialı bir kamu diplomasisi sürecini gerektirdiği sonuçlarını doğurdu.
Sonuç olarak, Yunan astsubayların Türkiye’ye yönelik hakaretleri, iki ülke arasındaki ilişkilerin zedelenmesine sebep olurken, toplumsal düzeyde de geniş bir etki alanına sahip olduğu anlaşılıyor. Önümüzdeki dönemde, iki ülkenin diplomasi kanallarında ne gibi gelişmeler yaşanacağı merakla bekleniyor. Türkiye’nin diplomatik girişimleri ve Yunanistan’ın bu konudaki tutumu, iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceğinde belirleyici rol oynayacak.