Son zamanlarda medyumculuk ve ruhsal danışmanlık alanlarında yaşanan dolandırıcılık vakaları, toplumda büyük bir endişe yaratıyor. Bu kapsamda, özellikle sahte medyumların insanları nasıl manipüle ettiğine dair yeni bir olay meydana geldi. İki gündür gündemde olan bu olay, bir kadın dolandırıcının, kapıda öne sürdüğü "üzerimde büyü var" söylemiyle başlayan bir trajediyi gözler önüne seriyor. Bu sahte medyumun dolandırıcılık, cinsel istismar ve hırsızlık suçlamalarıyla nasıl bir suç makinesine dönüştüğü ise dikkat çekici detaylar içeriyor.
Olay, İstanbul'da yaşayan E.B. isimli kadın tüketicinin, bir sosyal medya platformunda karşılaştığı N.A. isimli sahte medyumun tuzağına düşmesiyle başladı. E.B., sosyal medya üzerinden elde ettiği öneriler ve yorumlar doğrultusunda N.A. ile bir görüşme yapmaya karar verdi. N.A., ilk olarak E.B.’yi etkisi altına almak için ruhsal bir sorun yaşadığını ve bu sorunun tedavi edilmesi gerektiğini söyledi. Ardından, E.B.’nin ruhsal olarak kötü bir durumda olduğunu ve bu durumun bir büyü nedeniyle oluştuğunu iddia ederek, ona çeşitli ritüeller yapması için yüksek miktar paralar talep etti.
. Dolandırıcının asıl amacı, E.B. gibi üzgün ve çaresiz insanlardan maddi kazanç elde etmekti. N.A.'nın, E.B.’yi sihirli ve mistik bir dil ve üslup ile ikna etmeye çalışmasının yanı sıra, kullanılan sözde ruhsal terapiler, neredeyse E.B. üzerinde hipnotik bir etki yaratmış, mağdur kadının akıl sağlığını sorgulamasına neden olmuştur. Durum bu şekilde devam ettiğinde, E.B.'nin tüm birikimi birkaç seansta N.A. tarafından alındı. Ancak bu olayın sonu, sadece paranın kaybedilmesiyle sınırlı kalmadı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, sahte medyumlar ve dolandırıcılıkla mücadele amacıyla yaptığı çalışmalar neticesinde, bu olayın ardından harekete geçti. E.B.'nin şikayeti sonrasında başlatılan inceleme sonucunda N.A., dolandırıcılık ve cinsel istismar suçlaması ile gözaltına alındı. Elde edilen verilere göre, N.A. daha önce de benzer suçlamalarla gündeme gelmişti. Bunun yanı sıra, henüz araştırmalar devam ederken sahte medyumun yine benzer suçlar işleyen başka kişilere de yardımlarda bulunduğu ortaya çıktı. Bu durum, sahte medyumların sosyal medyada nasıl bir tehlike haline geldiğini adeta gözler önüne serdi.
Birçok insan, ruhsal sıkıntıları ve belirsizlikleri ile başa çıkmak amacıyla medyumlara başvuruyor. Ancak, bu gibi dolandırıcıların farkına varmak zorundayız. Medyumculuk aslında pek çok kültürde var olan bir gelenektir, ancak bu gelenekten beslenen sahtekarların varlığı, toplumda ciddi bir güvensizlik duygusu oluşturuyor. Bu tip olayların artışı ise yalnızca dolandırıcılıkla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda insanların ruhsal sağlıkları üzerinde büyük olumsuz etkiler yaratabiliyor. Ceza davalarıyla mücadele eden tüm şahısların yanında, mağdurların yaşadığı travmalar da unutulmamalı.
Bu tür olaylarda en önemli noktalardan biri, mağdurların kendilerini koruyabilmeleri için bilinçlenmeleridir. Medyum seçerken veya ruhsal destek alırken, insanların referansları kontrol etmeleri, bağımsız kaynaklardan bilgi öğrenmeleri gerekir. Ayrıca, ruhsal sorunlar yaşayan bireylerin, profesyonel psikolojik destek almaları gerektiği unutulmamalıdır. Medyum ve dolandırıcı ayrımını yapmak, önümüzdeki dönemde bu tür vakaların önüne geçmek açısından önemli bir adımdır. Bu yüzden, sahte medyumlara karşı dikkatli olmak, ağzı olur olmaz laf söyleyen kişilere güvenmemek gerekir.
Son olarak, bu olayın ardından adli süreçlerin nasıl işleyeceği ve haksız yere dolandırılan E.B. gibi mağdurların en kısa sürede haklarını elde etmeleri umut ediliyor. Suç makinesi N.A.'nın, yakalandıktan sonra yargılama sürecinde nasıl bir ceza alacağı ise merak edilen diğer konular arasında. Unutulmamalıdır ki, her hırslı dolandırıcı, bir gün mutlaka adalet önüne çıkar!