İran ve İsrail arasındaki gerilim, son aylarda hızla tırmandı ve Orta Doğu'nun jeopolitik dengelerini tehdit eden bir çatışmaya dönüşme potansiyeli taşıyor. Her iki ülkenin de birbirine yönelik karşılıklı suçlamaları, askeri eylemleri ve sert diplomatik söylemleri, bölgedeki durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Ancak, son günlerde yaşanan gelişmeler, ateşkes sağlamaya yönelik umut ışıkları doğmasına neden oldu. Peki, İran-İsrail savaşında son durum gerçekten ne? Ateşkes sağlandı mı? İşte detaylar...
Son günlerdeki çatışmalar, her iki tarafın da birbirlerine yönelik siber saldırılar, sınır ötesi hava saldırıları ve yerel çatışmalarla aynı anda yürütülen bir dizi askeri harekât içeriyordu. İran, İsrail'in kendi topraklarına yönelik saldırılarını önlemek için daha agresif bir tutum sergilemeye başladı. Aynı zamanda, İsrail'in İran'da bulunan ve nükleer silah geliştirmeye çalıştığı tespit edilen tesislerini hedef alması da gerginliği artıran bir diğer faktördü. Bu bağlamda, uluslararası toplumun devreye girmesi ve iki ülke arasında arabuluculuk yapması, çatışmanın durmasına katkı sağlayabilir.
Geçtiğimiz hafta, bölgedeki gerilimleri azaltma amacıyla Birleşmiş Milletler ve bazı bölgesel aktörler tarafından yapılan diplomatik girişimler sonucunda, iki ülke arasında bir dizi gizli müzakerelerin gerçekleştirildiği bildiriliyor. Bu müzakerelerin sonucunda, iki tarafın da ateşkes önerisine sıcak baktığı iddia ediliyor. Ancak, bu durumun kalıcılığı ve uygulanabilirliği hakkında çeşitli endişeler var. Zira iki ülke de geçmişteki anlaşmalarını ihlal etme noktasında birbirine güvenmiyor.
Ateşkes olasılığı, Orta Doğu'nun geniş bir bölümünde meydana gelebilecek olası bir savaşın önüne geçebilir. Ancak, bu durumun kalıcılığı için iki tarafın samimi bir şekilde müzakerelere katılması gerekiyor. Analistler, İran'ın nükleer programını tasfiye etmeden ve İsrail'in sınır güvenliği kaygılarını gidermeden savaşın sona ermesinin pek de mümkün gözükmediğini belirtiyor. Özellikle İran'ın desteklediği milis gruplarının ve Hizbullah'ın İsrail'e karşı yürüttüğü faaliyetler, ateşkesin uygulanabilirliğini zorlaştırıyor.
Öte yandan, bölgede yaşayan sivillerin durumu giderek daha da kötüleşiyor. Her iki tarafın da askeri harekâtları ve hava saldırıları, masum insanların hayatını kaybetmesine ve yerinden edilmesine yol açıyor. İnsan hakları örgütleri, uluslararası camianın bu durumu bir an önce ele alması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor. Son dönemde yaşanan çatışmalar, sadece İran ve İsrail değil, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkeler için de ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Sonuç olarak, İran-İsrail arasındaki çatışmanın devam edip edeceği veya ateşkes sağlanıp sağlanmayacağı, uluslararası toplumun etkinliğine ve her iki tarafın da müzakerelere ne denli bağlı kalacağına bağlı. Şu an için ateşkes görüşmeleri umut verici olsa da, kalıcı bir çözüme ulaşmanın ne denli zor olacağı, tarihsel tecrübelerle sabittir. Gelecek günlerde bu konudaki gelişmeleri takip etmek hayati önem taşıyor; zira Orta Doğu’ya dair her yeni gelişme, dünya genelindeki güvenlik dinamiklerini etkileyebilecek nitelikte.