Hollandalı pilot, ünlü Kolombiyalı uyuşturucu baronu Pablo Escobar’ın hava yollarını yönetme teklifini nasıl reddettiğini ve sonrasında yaşadığı gelişmeleri tüm ayrıntılarıyla anlattı. “Biliyorum, ilk başta düşündüm ki bu işleri yapmak benim için doğru değil. Ama düşündüğümden çok daha iyi bir yaşam sunuluyordu,” diyor. İşte, Escobar’ın dünya çapında parlayan hayatının bir parçası olan bu pilotun ikna süreci, bu süre zarfında yaşadığı zorluklar ve fırsatlar.
Pablo Escobar, 1980’ler ve 1990’ların en güçlü uyuşturucu baronlarından biri olarak biliniyor. Kendisinin oluşturduğu imparatorluk sadece uyuşturucuyla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda devasa bir hava filosuna sahipti. Bu filonun başında, Birleşik Devletler’deki bir havayolu şirketinde çalışan ve kariyerinin zirvesindeyken bu teklifi alan Hollandalı pilot vardı. Pilot, ilk başta 20 milyon dolarlık bir maaşla Escobar için uçmayı kabul etmemişti. Ancak zamanla, Escobar’ın sunduğu imkanlar ve yaşam tarzı onu bu teklifi kabul etmeye yönlendirdi. “Birçok insan para ve risk arasında kalınca tercihlerinde ikilem yaşar, ben de yaşadım. Ama bu teklif özel bir teklifte bulundu; bir sürü avantaj ve hayatın tadını çıkarma fırsatı sundu,” diyor.
Hollandalı pilot, Escobar’ın teklifini ilk duyduğunda bir şok yaşadığını belirtiyor. Uçuş güvenliği, uluslararası yasalar ve kişisel etik değerleri hesaba kattığında, kabul etmenin riskinin çok yüksek olduğunu düşündü. Ancak, Escobar’ın etkisi ve onun dünya çapındaki gücü, pilotu derinden düşündüren bir unsur oldu. Birkaç hafta içinde pilot, Escobar’ın ona sunduğu yaşam tarzının cazibesine kapıldı. Uçmak için güneye gideceklerini, Kolombiya’nın güzelliklerini keşfedeceklerini ve Escobar ile birlikte zaman geçireceklerini düşündü. “Sonunda Lima’ya uçmak yerine, Kolombiya’ya uzanmayı seçtim,” diyor.
Pilot, daha sonra Escobar’ın liderliğindeki bu yeni hayata adım attığında, onun yalnızca bir uyuşturucu baronu değil, aynı zamanda Kolombiya halkı için de bir kahraman olduğunu gördüğünü belirtiyor. Pilot, Escobar'ın toplum içinde yaptığı yardımları ve etkisini gözlemlediğini belirterek, “Herkes bu adama farklı gözlerle bakabiliyordu; kimisi onu tanrısal bir figür, kimisi ise korkutucu bir canavar olarak görüyor” dedi. Pilot, Escobar ile geçirdiği her anın kendisi için değerli olduğunu ifade ediyor.
Sonuç olarak, bu ilginç ve yürek parçalayıcı hikaye, sadece bir pilotun hayatında değil, aynı zamanda Kolombiya’nın tarihindeki önemli bir dönemin etkilerini de gözler önüne seriyor. Uyuşturucu baronlarının ve onların etrafında dönen yaşamlar, kaçakçılık ve hava ulaşımı gibi unsurlar ile birleşince, ortaya çıkan tablo oldukça karmaşık ve ilginç oluyor.
Pek çok kişi, Escobar’ın iktidar döneminde risklere rağmen para kazanmak ve daha iyi bir yaşam sürebilmek için neler yaptıklarını merak ediyor. Hollandalı pilot, işte tam bu noktada insanları şaşırtan bir gerçek paylaşıyor: “Açıkça söylemeliyim, bu zor bir karar, ama o dönemki şartlar altında verdiğim en iyi karardı…”