Söz konusu karar, toplumda farklı kesimlerin tepkisini çekti. CHP yönetimi, bu kararı siyasi bir darbe olarak nitelendirirken, muhalefet partileri bu durumu, yargı bağımsızlığına darbe olarak yorumladı. CHP, şoförün bir parti çalışanı olduğunu ve siyasi sebeplerle hedef alındığını savunurken, muhalefet cephesi ise bu olayın yargının tarafsızlığı konusunda ciddi soru işaretleri doğurduğuna dikkat çekiyor. Konuyla ilgili yapılan açıklamalarda, “Adalet, siyasi çekişmelerin kurbanı olmamalıdır” ifadesi öne çıkıyor.

Bu olayın toplum üzerindeki etkileri ise gözlemlenmeye başladı. İnsanlar, sosyal medyada ve sokaklarda, yaşanan süreci tartışırken, bir kısım vatandaş, “Siyasi görüşler yüzünden insanların hayatı bu kadar kolayca etkilenemez” şeklinde yorumlar yaparken, diğer bir kısım ise “Yargı bağımsızlığı sağlanmalı, herkes eşit olmalı” diyerek yargının tarafsızlığına vurgu yapıyor.

Sonuç olarak, CHP otobüs şoförünün ev hapsi kararı, yargı ve siyaset arasındaki ilişkiyi sorgulamanın yanı sıra, Türkiye’nin çok sesli demokrasi yapısını da etkileyen bir mesele haline geldi. CHP ile muhalefet arasındaki bu sürtüşme, önümüzdeki günlerde nasıl bir hal alacak, toplum bu olaya nasıl tepki verecek, bunlar ise ilerleyen günlerde netlik kazanacak. Öne çıkan bu olay, sadece bir kişiyle sınırlı kalmayıp, siyasetin derinliklerine dair birçok soruyu da beraberinde getiriyor.